Telkari Gümüş Sanatı
Kısaca gümüş tel işleme sanatı anlamına gelen “telkari”, ince tel haline dökülen gümüşün bükülmesiyle oluşturulan küçük motiflerin bir araya getirilmesi olarak tanınır. Tümüyle el işçiliğine dayalı bir sanattır. Telkari sanatı ile yaygın olarak kolyeler, yüzükler, bileklikler, tütün kutusu, sigara ağızlıkları, aynalar, tepsiler, kemerler, küpeler, anahtarlıklar, isimlikler, düğmeler ve vazolar yapılabiliyor.
Altın ve gümüşün yüzyıllardır dantel işlendiği Telkari sanatı, her el sanatı gibi ayakta kalmaya çalışıyor. Kuyumculuk sektöründeki endüstrileşmeyle yaşam alanı daralan sanatın ustaları, telkari işlemeciliğini bugüne kadar taşımayı başardı. Mardin Midyat, Ankara Beypazarı ve Trabzon Telkari sanatının yaşatıldığı merkezlerden sayılıyor.
"Kumaşın ve altının sihirbazı derler Süryaniler için. Oysaki ben Mardin'de telkariyim. En eski kelebek kanadı, yiğitlerin asası... Benim göz zevkim, el emeğim, maharetle nakış olur gümüş üzerinde dansla. Ben Mardin"im. En güzel gümüş işlemeciliğin yurdu yani. Mezopotamya ilhamım, medeniyetler benim desen kaynağım. Ben, tel halindeki gümüşü diriltir, altını şahlandırırım. Basit bir el çekiciyle ve ayak körüğüyle sevda yakısını gümüşe yansıtırım. Ben en güzel kol düğmesiyim. Taşlara nakşetmiş atalarımla, gümüşü yonttum. Ben bir zevk tüneliyim. Bir çocuğun gelecek düşü, Mardin"de bir sevgi motifiyim. Ben telkariyim, dünden bugüne incecik zevkleri bulutlara işleyen, çiçeklere kazıyan..." Mardinli telkari ustaları böyle tanımlıyorlar köklü sanatlarını, biraz da Mardin'e mal ederek.
Geçmişi 5 bin yıl öncesine kadar dayanan altının gizemli yolculuğu, kuyum ustalarının hünerli ellerinde şekil bulan el sanatlarıyla hayat buluyor. Bu kuyumculuk sanatlarından biri de Telkari gümüş. Deyim yerindeyse saç teli inceliğindeki altın ve gümüş tellerle yapılan el dokumasına telkari sanatı deniyor. Ustaların ellerinde şekilden şekile giren takılar, insanı adeta 1001 gece masalarına alıp götü